Ayrıntılar: Çalışan annelerin tükenmişliği : Bitirme Projesi İstanbul Kent Üniversitesi Kütüphanesi Çevrimiçi Katalog OPAC katalog

Ayrıntılar: Çalışan annelerin tükenmişliği : Bitirme Projesi İstanbul Kent Üniversitesi Kütüphanesi Çevrimiçi Katalog OPAC katalog

Bir Müslümana haksız yere sövüp saymak bilicma haramdır. Bu işi yapan fasıktır, cezası tedip olunmaktır. Çünkü Allah, Müslümanları kardeş yapmış, dargınların arasını bulmayı emretmiştir. Her şeye rağmen kişi imanını bozacak bir hal ile karşı karşıya gelirse acilen imanını tazelemesi gerekir. Diğer yandan zikir çekebilir, dua edebilir. Hatta özel günlerindeki bir bayanın kıbleye doğru oturarak zaman zaman tesbih çekmesi, dua etmesi isabetli bir davranış olur. Böylelikle âdet gördüğü günlerinde bu şekilde manen beslenmiş olur. Banyo, yıkanan tarafından güzelce temizlenir.

Bu yaklaşımla günahı planlamak çok büyük bir yanlış olur. Ama nefsine uyarak haram işlemiş, gerçekten pişman olmuş bir kul ise Allah’ın affını umabilir. Harama giren bir kimsenin, haram ilişki yaşadığı kimseyle evlenmesi, günahının affı için yeterli değildir. Ayrıca tövbe etmesi kul hakkı varsa helalleşmesi gerekir. Günah bir defa işlenir, bunun günahlığı da bir defadır. Eğer bu günah affedilmemişse günah olarak yazılmıştır. Tövbe edilse dahi bir günahın affedilip edilmediğini yalnızca Allah bilir. Haram bir ilişki yaşadıktan sonra o kimseyle evlenmek haramlık derecesini azaltmaz. İnsanın kendi şahsına karşı yapılan haksızlığın boyutu ne olursa olsun, affetmek güzel bir davranıştır ve büyük sevabı vardır. Ali (ra), millet kelimesiyle hem Müslümanları, hem de İslam dinini kastetmiş olabilir. Buna göre, dince kutsal sayılan şeylere saldıranları hoş görmek, aynı zamanda dini hafife almak gibi bir sakıncayı beraberinde getirir.

Şayet o ruh ve Allah korkusu, istikamet, iffet, takva, tevazu, hilim, edep, hayâ ve şecaat gibi güzel ahlâkla ıslah edilmezse, bayağı hislerin ve şehvanî arzuların tesiriyle hayvandan aşağı bir derekeye düşer. Bu da onların Kur’an-ı Kerim’e olan edep ve bağlılıklarını göstermektedir. Hz Peygamber (asm) nübüvvetinin ilk yıllarında sık sık tekrar ettiği bu hadis-i şerif, hayâ duygusunun ne kadar ehemmiyetli olduğunu, hayâsızlığın ise ne kadar büyük bir ayıp ve tehlike olduğunu ifade etmektedir. Eskiden evlerin ve iş yerlerin duvarlarına “Edep Ya Hû! “Edep Ya Hû” sözünün fert ve cemiyet için ne kadar ehemmiyetli ve ne kadar büyük bir hazine olduğu şimdilerde daha iyi anlaşılmaktadır. Kopya çekerek bir işe giren kişinin kazancı ise haram olmaz. Kopya çeken kişi helallik almasına imkânı olmadığı için tövbe istiğfar etmelidir. Kopya ile alınacak fazla bir puandan dolayı, bir başkasının hakkını alma durumu olacaksa, kul hakkına girmektedir.

Namaz içinde okunan secde ayetinden dolayı, namazı bitirdikten sonra secde edilemez. Çünkü bu secde, yukarıda da işaret olunduğu üzere namazın bir cüz’ü olmuştur, artık ondan ayrılamaz. Fakat namazda bulunan kimse, namazda bulunmayan bir kimsenin okuduğu secde ayetini işitecek olsa, namazını kıldıktan sonra secde eder. Daha namazda iken secde etmesi yeterli olmaz. Bununla beraber secde etse, bununla namazı bozulmaz. Cemaatle namaz kılındığı zaman, imam olan zat, yukardaki meselede açıklandığı gibi, öyle rükû ile tilavet secdesine niyet etmemelidir. Çünkü cemaat bunun farkına varamayacaklarından, böyle bir niyette bulunmamış olurlar.

Bunun gibi sünnetin nafile ve adab kısımları da ruhumuzun süsü ve güzelliğidir. Yapsak çok sevabı var, yapmasak günahı yok. Fıkıh kitapların da geçen sünnet kelimesi ise, daha çok “yaparsak sevabı var, yapmazsak günahı yok” manasına geliyor. Peygamberimiz (sav)’in yaptığı, konuştuğu, hal ve hareketlerinin tamamına sünnet diyoruz. Öyleyse hayatı boyunca yaptığı her şeye sünnet diyebiliriz. “Resulullah (a.s.m) helaya girerken (üzerinde “Muhammedu’r-resulullah” yazılı olan) yüzüğünü çıkarırdı.” (Neylu’l-Evtar,1/73). Güzel ses ve sadâlar kulağa hoş gelir, lâkin düşkün olunduğunda vakti heder eder. Bütün bu istisnaların ayetlerde ve hadislerde dayanakları vardır. İnsanların sahip oldukları tüm değerleri ve girişimleri risk (riziko) adı altında belirsizliklerin tehdidi altındadır. 10.1 Sözleşmenin yürürlüğe girmesi, açıklanması, değiştirilmesi, yürütülmesi ve uyuşmazlık çözümü Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına tabidir. İlgili yasa ve yönetmeliklerin mevcut olmaması durumunda genel uluslararası ticari uygulamalara ve/veya endüstriyel uygulamalara başvurulur.

  • “Sizler, kendilerinden dolayı cimrilik, korkaklık ve cehalet yapılanlarsınız.
  • Bu görüşmenin içine konuşma, sohbet etme, tarafların birbirlerinden talep ve isteklerini dile getirmeleri de mümkündür.
  • Fahr-i Kâinât Efendimiz (asm), namaz kıldırırken dikkat çekici âyetleri bazen iki, bazen üç defâ tekrarlardı.

Akıl sahipleri için, bu öldürmeye engel olacak olan haklı kısasın meşruluğu, bütün bu fitnelerin ve heyecanların önüne geçeceği için, toplumun yaşamasına sebep ve yaşama hakkına garanti olur. Bu faydalar ise, haklı bir kısas şeklinde olmayan saldırgan öldürmelerde ve affın mecburiyeti takdirinde mevcud değildir. Bu durumda, size faizli bankalara alternatif olarak özel finans kurumlarını (katılım bankalarını) tavsiye ediyoruz. Enflasyon miktarını önceden tahmin etmek mümkün olmadığından, geçen yıllardaki enflasyon miktarlarını baz alıp da parayı bankaya yatırmak caiz değildir. Bunlardan başka dede, amca, dayı, süt kardeş gibi kendileriyle sürekli olarak evlenmek yasaklanan hısımların yanına da kadın süs yerleri açık olarak çıkabilir. Ancak bir fitne korkusu olunca kadının örtünmeyi tercih etmesi daha temiz ve daha uygundur. Erkeğin kız kardeşine nisbetle avreti ise; diz ile göbeğin arasıdır. Na mahrem, yani yabancı bayanlara nisbeti ise, kimi diz ile göbeğin arası, kimi bütün vücudu avrettir, diyor.

Kişinin, testislerini (husyelerini) ellemesi ile abdesti bozulmaz. “Her kim tenasül uzvuna veya fercine dokunsa, abdest alsın.” (Nesai, Gusl 30). At yarışları, piyango, spor toto, loto ve karşılıklı paribahis giriş bunlardan bazılarıdır. Demek ki, kimsenin kimseye bir diyeceği yok! Herkes dilediğini tercih serbestisine sahiptir… Ancak böyle bir cinayet işlenmişse tövbe ve istiğfarla beraber, diyet olarak gurre verilmesi de gerekmektedir. A) câiz olup olmadığı,b) Kasten veya kazâ yoluyla cenîn imhâ edildiğinde uygulanacak cezâ.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *